Pazartesi, Temmuz 18, 2011

Davros I. Bölüm

Çömüş haldeydim…
Köşede oturmuş Davros’un gelmesini bekliyordum. Sokakta hiç kimse yoktu, herkes evlerine çekilmiş gibiydi. Oysaki güneş daha yeni batmıştı, yaz günü millet evde ne yapardı ki… Bizim orada olsa bütün mahalle avluda oturur, çocuklar geç saatlere kadar sokakta oynardı.

Davros çocukluk arkadaşımdı, Bana mahallenin neden bu kadar sessiz olduğunu anlatmıştı. “1910 olaylarında sonra böyle olmuş” demişti bana. O dönemde Adana’da çıkan olaylar Tarsus’a da sıçramış. Üstelik daha önce Tarsus’ta hiçbir olay çıkmamışken. Ermenilerin büyük bir kısmı kaçmış başka yerlere göç etmişler. Nenesi biz küçükken bana “Komplikeçi” derdi. Bu olayları çıkaranlara da komplikeçi dermiş, o gün anlatmıştı çok gülmüş dalga geçmiştik.

Karşıdaki tahta kapı açıldı. Davros eliyle gel işareti yaptı, yanına gittim, kolumdan tutup beni içeri çekti kapıyı kapattı. Nasıl olduğumu sordu, “Sen odamda uzan, ben birazdan gelirim” diyip çıktı. Alçak kapıdan eğilerek içeri geçtim, Davros’un odasına girdim. 
Odadaki loş ışık insanı resmen uykuya davet ediyordu. Çok bitkindim, sanki biraz uyusam kendime gelecek gibiydim. Yatağın ucuna oturdum, gözlerimi zor açık tutuyordum bir sigara yaktım, arkama yasladım. Mavi dumandan şekiller çıkıyordu, halüsinasyon görmeye başlamıştım, kendi kendime gülüyor, ağlıyordum. Sigarayı son bir hamleyle tablaya bastım yatağa yığıldım...


Taylan Özgür

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder